İncecik bir kağıt parçası, cildimizi çok fazla acı verecek şekilde delip geçemeyecek kadar yumuşak ve esnek görünür. Ancak yine de kağıt kesiğini ve beraberinde gelen acıyı sıkça yaşarız.
Aslında kağıdın yapısı sandığımız gibi değil. Tıpkı çok sıkıştırılmış bir sandviç gibi, birçok katmanın bastırılıp sabitlenmesi ile oluşur. Yani aslında incecik bir kağıt parçası bile tenimizde kesik açabilecek kadar serttir. Ayrıca kağıt tenimizi şaşırtıcı derecede ince bir şekilde kesse de bu kesiğe gelişmiş bir mikroskopla bakacak olsaydık, tıpkı bir testereyle yapılmış gibi girintili çıkıntılı bir yara olduğunu görürdük.
Kağıt kesikleri, birçok acı reseptörünü tetiklediği için ufacık bile olsalar çok acı verirler. Bu reseptörler beyne ve omuriliğe sinyaller iletirler. Ancak bu kesik derin olmadığı için fazla kanama oluşmaz. Kanamanın olmaması, açıkta kalan sinir uçlarının çevresel faktörlere daha fazla maruz kalmasına yol açar ve acı büyür.